Falih Rıfkı Atay
Falih Rıfkı Atay (26 Aralık 1893, 25 Ocak 1894 veya 26 Aralık 1894[not 1], İstanbul - 20 Mart 1971, İstanbul), İstiklâl Madalyası sahibi Türk yazar, gazeteci ve milletvekili.
Falih Rıfkı Atay | |
---|---|
Doğum | 26 Aralık 1893 İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu | , 25 Ocak 1894 veya 26 Aralık 1894
Ölüm | 20 Mart 1971 (77 yaşında) İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti |
Defin yeri | Zincirlikuyu Mezarlığı, İstanbul |
Meslek | Yazar, gazeteci, milletvekili |
Milliyet | Türk |
Eğitim | İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi |
Dönem | Çöküş Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi |
Tür | Anı, gezi yazısı |
Önemli eser | |
Etkin yılları | 1918-1970 |
Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecilerinden biridir. Mustafa Kemal Atatürk'ün başyazarlığını yapmıştır.
1920'de Millî Mücadele'yi destekleyen yazıları sebebiyle Damat Ferit Hükûmeti tarafından "behemehâl idam edilmek" ihtarı ile Nemrut Mustafa Paşa divanıharbine teslim edildi. İkinci İnönü Zaferi'nden sonra kurtuldu. İzmir’in kurtuluşundan sonra Yakup Kadri ile beraber İzmir'e gitti. Mustafa Kemal Paşa ile tanışıp dostluğunu kazanan Falih Rıfkı Bey,[3] özellikle Atatürk'ü yakından tanıtan anılarıyla ünlendi. Atatürk'ün ölümüne kadar onun başyazarı olarak kaldı. 1923-1950 yılları arasında milletvekili olarak siyasette yer aldı. Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'e yakınlığı nedeniyle çok önemli olaylara tanıklık etmiş ve kişisel tarihi cumhuriyet tarihi ile özdeşleşmiştir.[4] Ayrıca Atay, Türkiye'de Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde düzenlenen Basın Bayramı’nın tarihini ortaya atmıştır.[5]
İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi mezunudur. 4. Ordu Komutanı Emir Subaylığı, Bahriye Nezareti Hususi Kalem Müdür Yardımcılığı, Hâkimiyet-i Milliye, Milliyet, Ulus, Akşam gazeteleri başyazarlıkları, yazarlık, TBMM II, III ve IV. Dönem Bolu, V, VI, VII ve VIII. Dönem Ankara Milletvekilliği ile II ve III. Dönem Divan-ı Riyaset Katipliği, Divan-ı Riyaset İdare Memurluğu ve IV. Dönem Uluslararası Parlamentolar Birliği Türk Grubu Üyeliği yapmıştır. Evli ve bir çocuk babasıydı.[6]
Hayatı
Sakarya ili, Kaynarca ilçesi, Topçu köyü, Dırmandılar Mahallesi’nden İstanbul’a yerleşmiş bir ailenin çocuğu olan Falih Rıfkı Atay, 1893 veya 1894 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Hoca Hilmi Efendi, annesi Huriye Cemil Hanım idi.[7]
Ortaokulu Mekteb-i Tahsil Mektebinde, lise öğrenimini Mercan İdadisinde tamamladı. İdadide edebiyat öğretmeni olan Celal Sahir Bey (Erozan) ile kendisinden bir ileri sınıfta okuyan Orhan Seyfi (Orhon), edebiyat zevkinin gelişmesine yardımcı oldu.[8] II. Meşrutiyet’in ilan edildiği 1908 yılında girdiği Darülfünun Edebiyat Fakültesini 1912’de bitirdi.
1911’de ilk yazıları Servet-i Fünûn dergisinin genç yazarlara ayrılan ek sayfalarında yayımlandı. Tecelli (1911) dergisi ile Süleyman Bahri'nin yönettiği Kadın (1912) dergisinde Cenap Şahabettin ile Ahmet Haşim'in eserlerini hatırlatan şiirleri çıktı. 1912’den itibaren Tanin gazetesinde düzyazılar yayımladı.
1913’te memuriyet hayatına başlayan Falih Rıfkı, Sadaret ve Dâhiliye Nazırlığı kalemlerinde çalıştı. Dâhiliye Vekili Talat Paşa ile birlikte resmî görevle Bükreş’e gittiğinde Tanin gazetesine röportajlar gönderdi. Bu dönemdeki yazıları, Türkçülük ve Türkçecilik akımlarının etkisini taşıyordu.
I. Dünya Savaşı
I. Dünya Savaşı’nda yedek subay olarak Suriye'ye gitti ve Cemal Paşa’nın özel kâtipliğini yaptı. Suriye ve Filistin'deki savaş anılarını Ateş ve Güneş (1918) kitabında topladı. Cemal Paşa’nın Bahriye Nazırı olması üzerine Kalemi Mahsusa müdür yardımcılığına getirildi. (1917)
1918’de Ali Naci (Karacan), Necmettin Sadık (Sadak) ve Kazım Şinasi (Dersan) ile birlikte Akşam gazetesini kurdu.
Türk Kurtuluş Savaşı
Akşam gazetesinde Türk Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen yazılar yazdı. Damat Ferit Paşa Hükûmetinin vatanseverleri yargılamak üzere kurduğu, halk arasında "Kürt Nemrut Mustafa Divanı" diye anılan mahkemede Türk Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen yazıları nedeniyle idamı istenerek yargılandı. İkinci İnönü Muharebesi’nin kazanılması üzerine Divanıharp tutumunu değiştirince idamdan kurtuldu. Millî Mücadele'yi destekleyen yazılarını Tanin ve Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinde sürdürdü. 10 Eylül 1922’de Anadolu’ ya geçti. Savaşın ardından "Tetkik-i Mezalim Heyeti"nde görevlendirilen Falih Rıfkı; Halide Edip, Yakup Kadri, Mehmet Asım ile birlikte Yunan ordusunun yakıp yıktığı yerleri saptamak üzere tüm Batı Anadolu’yu dolaştı.[4]
Milletvekilliği
1923’te TBMM’ye girdi ve aralıksız 27 yıl milletvekilliği yaptı. 1923-1934 arasında Bolu, 1935-1950 arasında Ankara milletvekili olarak Mecliste yer aldı. Önce Bolu'dan, sonra ise Ankara'dan milletvekili oluşunu 1945 yılında Baki Süha Ediboğlu'na şöyle açıkladı:
"Ben evvelce Bolu mebusu idim ve o zaman bütün ormanların tahrip edilme devri idi. İntihap dairemden her dönüşte ormanları müdafaa eder, şiddetli tedbirler isterdim. Hâlbuki Bolu'nun nüfuzluları hatta eski baltalık usulüne alışan köylüleri, bu disiplinlerin aleyhinde idiler. Nihayet, 'Bu adam bizim değil, ormanların vekili!' diye şikâyetlerini sıklaştırmışlar. Bir intihap devresinde Atatürk, 'Onu ağaçsız bir yerden mebus yapalım!' demiş. O zamandan beri Ankara mebusuyum."[9]
Bir yandan da çeşitli tarihlerde Hâkimiyet-i Milliye, Ulus, Milliyet gazetelerinde başyazarlık yaptı. Köşe yazılarında Atatürk Devrimleri’ni ve Batılılaşmayı savundu. Yeni Türk alfabesinin hazırlanması ve uygulanması sırasında Dil Encümeninde görev aldı. Ulus gazetesinin başyazarlığını yaptığı dönemde Ankara şehir planı jürisinde üyelik ve İmar Komisyonunda başkanlık yaptı. Bu dönemde 1937 yılındaki Trakya Manevraları’na da katıldı. 1944 yılında yaşanan Turancılık olayları ve davaları sırasında Turancıları eleştirdi, "ırkçıların ve Turancıların, millî birliğin ve Türkiye emniyetinin tehlikesi olduklarını" yazdı.
Çok partili hayat
1946-1950 yılları arasında, sonradan kendi ifadesiyle "1950-1960 tehlikesine" dikkat çekecek yazılar yazdı, Demokrat Partiyi eleştirdi. Cumhuriyet Halk Partisinin yayın organı Ulus gazetesinin başyazarı olarak CHP'nin aşırılarından Recep Peker ve Mümtaz Ökmen'le beraber şeflik sistemini "hortlatmaya" çalışan üçgeninin biri sayılıyordu. Bir CHP milletvekili, Falih Rıfkı'yı, "Falih o zattır ki umumi efkâr karşısında hücumu nimet, iltifatı felakettir." şeklinde anlatıyordu. CHP'nin tek parti ruhunu devam ettirmesine arzu gösteren kanadının bozguna uğraması üzerine Falih Rıfkı Kasım 1947'de Ulus'un başyazarlığından istifa ederek Cumhuriyet gazetesinin Ankara muhabiri oldu.[10]
Demokrat Partinin 1950’de iktidara geçmesinden sonra Dünya gazetesini kurarak (1952) muhalefete geçti, yeni iktidara karşı Atatürk Devrimleri’ni savundu. 27 Mayıs 1960'ta gerçekleşen askerî darbeyi destekledi ancak darbeden sonra yapılanları "Arap soluna sapmak" diye niteleyerek eleştirdi. 1960'lı yıllarda dönemin politikacılarını ve "Türkiye'deki demokrasi anlayışını" eleştirdi. Bülent Ecevit'in başını çektiği "Ortanın Solu" hareketine karşı çıktı. 1968'den sonra yaygınlaşan öğrenci hareketlerini de sert şekilde eleştirdi. Çankaya, Batış Yılları, İnanç, Atatürkçülük Nedir?, Atatürk Ne İdi?, Bayrak kitaplarını bu dönemde yazdı. 1971'deki ölümüne dek Dünya gazetesinin başyazarlığını sürdürdü. 1971 yılında gittikçe tırmanan anarşi ve terörü eleştirdi. Ölümünden 15 gün önce, 5 Mart 1971'de yazdığı yazıda Deniz Gezmiş ve arkadaşları için şöyle dedi:
"Her zaman bir aşiretten cihangirane bir devlet çıkaramayız ya. Ama ilhamımıza sınır yoktur: Bu defa da banka soyguncusu hayduttan bir kahraman çıkardık. Solların dilinde, eski Çakırcalı gibi destan kahramanı olmuştur. Ama Çakırcalı sonunda bacaklarından baş aşağı asılmıştır. Kanlı eşkıyaların el üstünde tutulduğunu da görecekmişiz! Yazık üniversiteler için harcadığımız on milyonlarca liraya! Eşkıya yetiştirmek için üniversite kurmaya ne lüzum var? Onları dağ da yetiştirir!"
Ölümü
20 Mart 1971 Cumartesi günü saat 20.40'ta kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Ölümü TRT'nin haber bültenlerinde yer aldığında okurları ve hayranları telefon ve telgraf aracılığıyla ve bizzat Dünya gazetesine giderek üzüntülerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel başsağlığı mesajları yayımladı. Arkadaşı Yakup Kadri Karaosmanoğlu, "Kurtuluş ve devrim mücadelesi arkadaşım Falih Rıfkı, ölümüyle yalnız Dünya gazetesi için doldurulması güç bir boşluk bırakmayacak, aynı zamanda eşsiz bir kalem kahramanı olarak da bütün Türk basınında eksikliğini daima hissettirecektir." ifadelerini kullandı.
23 Mart 1971 Salı günü yapılan törenle Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Cenazesine eşi ve ailesi, Devlet Bakanı Turhan Bilgin, İstanbul Valisi Vefa Poyraz, Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Bülend Ulusu ve diğer bazı komutanlar, Basın-Yayın Umum Müdürü, İstanbul Cumhuriyet Savcısı, İstanbul Emniyet Müdürü, Türk Hava Yolları Umum Müdürü ve diğer askerî ve sivil kanat katıldı. Törende binleri bulan bir halk kalabalığı da yer aldı.
Edebiyattaki yeri
Atatürk’ün çok yakınında bulunması ve önemli olaylara tanıklık etmesi yapıtlarına ayrı bir önem kazandırdı.
Falih Rıfkı Atay, gezi yazılarını ve anılarını topladığı kitaplarıyla cumhuriyet döneminde bu türlerin ilk özgün örneklerini verdi. Özellikle gezdiği ülkelerde yaptığı geziler ve bu gezileri kitaplaştırması dikkat çekti. Atay, 1967'de yazdığı "Şu Geçmiş" başlıklı yazısında, eserlerindeki gezi yazılarının fazla oluşunu şöyle açıkladı:
"Çocukluğumun en tatlı hatırası rıhtımda uzun sefer gemilerinin düdük sesi idi. Hamit despotluğunda Türklere seyahat yasaktı. Çocukluk özlemi içimde kalmış olacak ki otuzdan fazla kitabımın büyük çoğunluğu yolculuk yazılarıdır."
Atay; sağlam, çekici anlatımı ve duru Türkçesiyle basının en usta kalemlerinden biriydi. Türkçeyi süssüz, sanatsız ama etkin kullanmayı amaçladı. Siyasi konuları işleyen fıkra ve başyazılarıyla tanınan Atay; gezi, anı, makale ve sohbet türlerinde birçok kitap yayımlamıştı.
Eserlerine müdahale
Falih Rıfkı Atay'ın kitaplarını basan Pozitif Yayınlarının; Atay'ın bazı sözlerini "sadeleştirme" amacıyla değiştirmesi, bazı sözlerini ise kitaplardan çıkarması Murat Bardakçı gibi yazarlar ve okurlar tarafından eleştirildi.[11][12][13][14]
Eserleri
Anı
- Ateş ve Güneş (Suriye ve Filistin savaş anıları, 1918)
- Zeytindağı (1932)
- Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri (1955)
- Batış Yılları (1963)
- Atatürk Ne İdi? (1968)
- Çankaya (1968)
- Bayrak (1970)
Gezi Yazısı
- Faşist Roma, Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya (1931)
- Denizaşırı (1931)
- Yeni Rusya (1931)
- Moskova-Roma (1932)
- Bizim Akdeniz (1934)
- Taymis Kıyıları (1934)
- Tuna Kıyıları (1938)
- Hind (1944)
- Yolcu Defteri (1946)
- Gezerek Gördüklerim (1970)
Fıkra
- Eski Saat (1933)
- Niçin Kurtulmamak? (1953)
- Çile (1955)
- İnanç (1965)
- Kurtuluş (1966)
- Pazar Konuşmaları (1966)
İnceleme
- Londra Konferansı Mektupları (1933)
- Türk Kanadı (1941)
- Kanat Vuruşu (1945)
- Baş Veren İnkılâpçı (Ali Suavi üzerine, 1954)
- Atatürkçülük Nedir? (1966)
Monografi
Hakkında yazılan kitaplar
Yaşar Gürsoy - Çankaya'nın Kalemşoru - Bilinmeyenlerle Falih Rıfkı Atay
Adının verildiği yerler
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ Falih Rıfkı Atay'a ilişkin çalışmalarda doğum tarihi olarak farklı bilgiler verilir. Bolu ve Ankara milletvekili olarak seçildiği dönemlerdeki mazbatalarında ve kendisinin hazırladığı öz geçmişinde doğum tarihi Rumi 1309 ve miladi 1893 olarak
verilmektedir. Atay, 25 Aralık 1943 tarihli Ulus gazetesindeki "'50 Yaşım" başlıklı yazısında da doğum tarihini 1893 olarak belirtmiştir.[1] Ancak yine Atay, Batış Yılları kitabında, “Ben 1894 yılı başlarında doğmuşum.” ifadesini kullanmıştır. Dünya gazetesindeki Pazar Konuşması başlıklı köşesinde 1964 yılında yayımlanan “Yaş Üzerine” başlıklı yazısında ise, “26 Aralık’ta doğmuşum.” diyerek bu sefer de 1894 yılının sonunda doğduğunu ifade etmiştir.[2]
Mustafa Selçuk'un Falih Rıfkı Atay'ın Biyografisine Katkı (2012) başlıklı makalesinde, Atay'ın doğum tarihindeki belirsizlik incelenmiş; resmî kayıtlarda ay belirtilmeksizin sadece “Rumi 1309” yazmasının araştırmacıları yanılttığı, araştırmacıların hatta yazarın kendisinin takvim hatası yaptığı öne sürülmüştür.[2] 1309'un son üç ayının miladi 1894 yılının başına denk geldiğini belirten Selçuk, Falih Rıfkı Atay'ın doğum tarihinin Rumi 13 Kânunusani 1309, miladi 25 Ocak 1894 olduğunu yazmıştır.
Kaynakça
- ^ Şirin, Funda Selçuk (2009). "Falih Rıfkı Atay (1893-1950)". Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora tezi. 31 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b Selçuk, Mustafa (26 Eylül 2012). "Falih Rıfkı Atay'ın Biyografisin e Katkı". Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 44 (44): 197-208. ISSN 1015-2091.
- ^ Sakarya Ekonomi Dergisi (SATSO), Sayı: 66, Sayfa: 21
- ^ a b "Edebiyatsanat.com Falih Rıfkı Atay maddesi". 5 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2010.
- ^ "24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı". istanbulsaglik. 6 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2013.
- ^ "TBMM Albümü". tbmm.gov.tr. 29 Ekim 2012. 11 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2013.
- ^ "Gürhan Tümer, Falih Rıfkı Atay'ın mimarlığı ve şehirciliği, Mimarlık Dergisi, Sayı 345". 5 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2010.
- ^ "Kimkimdir.gen.tr, Falih Rıfkı Atay maddesi". 13 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2010.
- ^ Baki Süha Ediboğlu - Falih Rıfkı Atay Konuşuyor.
- ^ Ahmet Emin Yalman (1997). Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim. 4 (2 bas.). İstanbul: Pera Turizm ve Ticaret A.Ş. ss. 1412 - 1414.
- ^ "Tarih Söyleşileri: Murat Bardakçı". 22 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Remzi Kitabevi baskısıyla mukayese - ekşi sözlük". 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2023.
- ^ "Zeytindağı'ndan bir sadeleştirmeye örnek - ekşi sözlük". 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2023.
- ^ "Zeytindağı'ndaki örnek sadeleştirme - Ozan Kolbaş, Twitter". 4 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2023.