Arnavut atasözleri: Revizyonlar arasındaki fark
Görünüm
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
178.247.91.210 adlı kullanıcının yapmış olduğu değişiklik(ler) reddedilerek Victor Trevor kullanıcısının son düzenlemesi (197575) geri yüklendi Etiket: Elle geri alma |
|
(Bir diğer kullanıcıdan bir ara revizyon gösterilmiyor) | |
(Fark yok)
|
13.40, 8 Eylül 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Bu maddenin biçim olarak Vikisöz standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Düzenleme yapıldıktan sonra bu açıklama silinmelidir.
- Komşunun tavuğu komşuya kaz gözükür.
Peshku qelbet prej kres - Balık baştan kokar.
- Mali me malin s piqet,njeriu me njerin piqet
Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur. - Hastalık dağda gezmez insanlar arasında dolaşır.
Smundja u bë për njerinë - Ujku mjergull kërkon
Kurt dumanlı havayı sever. - Dita e re,nafaka e re
Yeni gün, yeni nafaka. - Tosk e Gegë - Pemë nga një degë!
Toska ve gega bir ağacın dalları! - Ai që ecet krye përpjet bie në gropë.
Havaya bakarak yürüyen çukura düşer. - Ai që bëhet i urtë si delja, e hanë ujqët.
Koyun gibi uslu olanı, kurtlar yer. - Ai që i mbështetet pemës së madhe, gjen hijë gjithmonë.
Büyük ağaca yaslanan, her zaman gölge bulur. - Ai që ka frikë edhe kur ka të drejtë, nuk fiton.
Korkuyorsa doğru olsa bile, kazanmaz. - Armikut mos ia trego të vërtetën.
Duşmana doğruyu söyleme. - As me miq e as me anmiq, gojën mos e fëlliq.
Ne dostuna ne düşmanına ağzını bozma. - Asnjë shtëpi nuk të kënaq si e jotja.
Hiçbir ev kendi evin gibi seni mutlu edemez. - Atë derë që s'e çel çelësi, e çel paraja.
Kapıyı anahtar açamazsa, para açar. - Atje ku thonë se ka dredhëza më shumë, merre shportën e vogël.
Orada daha çok çilek var dediklerinde, küçük bir sepet al. - Bukuria dhe pasuria s'janë përgjithmonë.
Güzellik ve zengillik her zaman olmaz. - Burgu është varr për së gjalli.
Hapishane bir canlının mezarıdır. - Fjala pa punë, si peshku pa lumë.
İşsiz söz, susuz balık gibidir. - Uthulla e fortë plas gurin.
Sert sirke taşı patlatır. - As topi i Ali Pashës s'e tund.
Ali Paşa'nın topi bile sarsmaz. - Fol me ty, fol me murin.
Sana söylemek, duvara söylemek. - I mbushet mendja, atij që ka mend.
Aklı olanın aklı dolar. - Kur ngjite përpjetë, shiko dhe tatëpjetë.
Yukarıya yükseldiğinde, aşağıya da bak. - Mendjemadhi niset me kalë, kthehet me këmbë.
Kibirli olan at ile yola çıkan, kendi ayaklarıyla geri döner. - Njeriu sido që të bëjë, nuk e kapërcen dot hijen e tij.
İnsan nasıl olursa olsun, kendi gölgesini atlayamaz. - Pas lufte të gjithë bëhen trima.
Savaştan sonra herkes kahraman olur. - S'e lenë hunda me pa larg.
Burnun, uzağa bakmanı engeller. - Ti qesh me të tjera, po bota qesh me ty.
Sen başkalarına gülersin, ama dünya sana güler. - U bë dhija me tremb ujkun.
Keçi kurdu korkutmak istiyor. - Duro sa mund, gëzohu pa fund.
Sabredebildiğin kadar sabret, sonsuza kadar sevin. - Edhe guri pëlcet kur nxehet.
Taş da ısındığında patlar. - Hiq inatin gjej rehatin.
İnatı çek, rahata kavuş. - Mëngjesi është më i mençëm se nata.
Sabah akşamdan daha akıllıdır. - Mos i fryj zjarrit se të djeg.
Ateşe üfleme seni yakar. - Mos mëso ustanë, po merri zananë.
Ustaya akıl öğretme, ondan zanat almaya bak. - Kur dhelpra nuk arriti rrushtë, tha se janë të thartë.
Tilki üzüme ulaşamadığında, üzümün ekşi olduğunu söyledi. - Atij i plasin sytë, e tjetri e pyet për vetullat.
Onun gözlerini oyarlar, diğeri ise kaşları için sorar. - Nuk do as mend as kalem, shif e shkruaj.
Ne akıl ne kalem iste, bak ve yaz. - Ustai, ustanë e njef në zanat.
Usta, ustayı zanaatıyla tanır. - Deti ka ujë boll, po me u pi s'pihet.
Denizin bol suyu vardır ama içmek istersen içemezsin. - Kur gabon i mençuri çuditet budallai.
Zeki, bir hata yaptığında, gerizekalı şaşırır. - Me një gur, ti vrave dy zogj.
Bir taşla 2 kuşa vurdun. - Nuk të thonë: "Qysh ke qenë" po "qysh je".
"Nasıldın" demez, "Nasılsın" der. - Po të mos kishte budallenj, me kë do qeshnim.
Deliler olmasaydı nasıl gülecektik. - Ç'ke në xhep të marin hop, ç'ke në tru s'ta marrin dot.
Cebinde olanı alabilirler, aklında olanı alamazlar. - Katundi digjet, zakoni s'prishet.
Köy yanar, gelenekleri bozulmaz. - Bukuria e njeriut është sjellja në shoqëri.
Bir insanın güzelliği çevresindeki davranışlarıdır. - Ku din qeni t'u marrë erë luleve.
Köpek, çiçeklerin kokusunu almayı nerden bilsin. - Jetë - kuletë, *****arallëk - maskarallëk.
Hayat -cüzdan, fakirlik - maskaralık. - Atë që merr me një dorë, kthehe me të dyja.
Bir elinle aldığını, iki elinle geri ver. - E keqja nuk harrohet, e mira po.
Kötülükler değil, iyilikler unutulur. - Kur pi ujë, kujto burimin.
Su içtiğinde, kaynağı hatırla. - Ai që e ka trupin e drejtë, nuk ka frikë se i del hija e shtrembër.
Düzgün vücudu olanın, gölgesi eğri görünecek diye bir korkusu olmaz. - Kush ka ngrënë mjaltin, ka mizën pas veshit.
Balı yiyenin, kulak arkasında sineği olur. - Hekuri sa punohet, aq zbukurohet.
Demire ne kadar işlenilirse, bir o kadar güzelleşir. - Arnaut, he arnaut, në vend të bukës po blen barut.
Arnavut, he Arnavut, ekmek alacağı yerde barut alır. - Kur te vjen e keqja hapi deren !
Kötülük geldiğinde kapıyı aç ! - Dy te mencur nuk zihen kurre !
İki akıllı kavga etmez asla ! - Rruga e shkurter te del me e gjate !
Kısa yol daha uzun çıkar ! - Hip ketu e shih Stambollin !
Şuraya çık, İstanbul'u gör ! (İmkansız bir şey için insana "dirseğime çık İstanbul'u gör" derler) - Trimi i mire me shoke shume !
İyi kahramanın çok arkadaşı olur ! - Njeriut shihi punen jo gunen !
Insanin isine bak elbisesine degil ! - Sa te rrish kot puno kot !
Bosuna duracagina bosuna calis ! - Peri ku eshte i holle keputet !
İp ince olduğu yerde kopar ! - Pyet njeqind vete bej si di vete !
Sor 100 kişiye yap bildiğince ! - U be deti kos !
Deniz yogurt oldu !
(Herkes ne kaparsa kapsin durumu oldugu zaman) - Sheh rrushi rrushin dhe piqet !
Üzüm üzüme baka baka olgunlaşır ! - Vetem nene dhe babe nuk ka ne pazar !
Sadece anne ve baba yok pazarda ! - S'bie rrufeja ne hale !
Yildirim tuvalete dusmez !
( Kotu olana bir sey olmadiginda ) - Uji fle armiku s'fle !
Sular uyur dusman uyumaz ! - Heshtja eshte flori !
Sessiz kalma altindir ! - Me mire nje mik sesa nje ciftlig !
Bir ciftlikten ise bir dost daha iyi ! - Floriri eshte i paket por ka vlere shume !
Altin az bulunuyor ama degeri coktur ! - I bie fyellit !
(0)kaval caliyor !
(Birisi ondan isteneni yapmadigi zaman) - Nata eshte e huaj !
Gece yabancidir!
( senin degil guvenli degil anlaminda ) - Ligjin e ben Maliqi !
Kanunu Malik yapar ! - I duruari i fituari !
Sabirli kazancli ! - Mos i trego babes arat !
Babana arsalari anlatma ! - Mishi tretet kocka mbetet !
Et erir kemikler kalir! - Kush punon fiton !
Kim calisirsa kazanir ! - Hesht si varri !
Mezar gibi sessiz durur ! - I hyra detit ne kembe !
Denize yaya girdim !
( Olanaksiz bir ise giristigin zaman ) - Burri pa arme si gruaja pa breke !
Silahsız adam donsuz kadın gibidir ! - Shqiptari per fjalen ther edhe djalen
Arnavut verdiği söz için oğlunu da keser - Nga armiku ruhem vete nga miku me ruajte Zoti.
Düşmandan kendim korunurum dostumdan Allah korusun - A rrohet me zemër të lepurit?
Bir Tavşanın yüreği ile yaşayabilir misin ? - Ai që ndërton me djersë, mbron me gjak.
Alın teri ile inşa eden, kanla savunur. - Ai që përton sot, pendohet mot.
Bugün tembel olan sonra pişman olur - Asht kollaj me ia pre bishtin ujkut të vramë.
Ölü bir kurdun kuyruğunu kesmek kolaydır. - As në parajsë mos rri vetëm.
Cennette bile yalnız kalma. - Balta—m'ë ëmbël se mjalta.
Çamur baldan daha tatlıdır. - Bujku i mirë, ia merr me zor bukën tokës.
İyi bir çiftçi ekmegini topraktan zorla cikartir. - Burri në shtëpi, si dreqi në xhami.
Evdeki bir adam camideki şeytan gibidir.(çalışmayan erkekler için )(çalışmayan erkekler için ) - Cdo njeri është mbret në shtëpinë e tij.
Her insan kendi evinde kraldır. - Çelësi që punon, nuk ndryshket.
Çalışan anahtar paslanmaz - Dembeli është nëna e të gjithë veseve.
Tembellik bütün kötü alışkanlıkların anasıdır. - Dera e përtimit, caku i mjerimit.
Tembelik kapısı sefaletin sınırıdır. - Dielli, edhe kur ka re, ndrit.
Bulutlandığında bile güneş parlar - Difton fmija, ç'ka shtëpia.
Evde ne varsa çocuk anlatır. - Dita pa punë nata pa gjumë.
Işsiz gün uykusuz gece - Dora me baltë buka me mjaltë.
Çamurlu el, ballı ekmek - Dora e larë, zorrë e tharë.
Temiz el, boş mide - Duket zogu që në ve.
Kuş daha yumurtadayken bellidir ne olacağı. - E vërteta rri si vaji mbi ujë.
Gerçek su üzerindeki yağ gibi durur. - Edhe ujët po të rrijë në një vend qelbet.
Su da akmazsa bayatlar - Eja baba te te tregoj arat.
Gel baba, göstereyim sana arsalarımızı. - Dardha, bjen (pikë) nën dardhë.
Armut tam armutun altına düşer . - Fikut te ulët i hyp kushdo.
Alçak incir ağacına herkes tırmanabilir. - Fjala e plakut, e pushka e djalit.
Yaşlı adama söz, genç olana tüfek düşer. - Gruaja që nuk do të gatuajë, shosh gjithë ditën.
Bir kadın yemek pişirmiyecekse malzemeleri hazırlamak bütün gününü alır. - Gjarpëri ecën dhe fshin gjurmët me bisht.
Hareket eden yılan, kuyruğuyla izlerini siler - Gjithsecili në punën e tij është zot.
Her kişi kendi işinde hakimdir. - Gjykon puna, s'gjykon guna.
Adamın işine bak, elbisesine değil. - Hekuri sa punohet, aq zbukurohet.
Demir ne kadar işlense o kadar güzel olur. - I mjeri ai që s'mendon për pleqëri.
İhtiyarligini düşünmeyen adam zavallıdır. - I riu ka fuqi, plaku mëncuri.
Gencin gücü var, yaşlının bilgisi - Kali plak të len barrën në rrugë.
Yaşlı at yükünü yolda bırakır. - Kau që nuk vete në arë e pret sëpata.
Öküz gitmezse tarlada balta bekler. - Kazma në dorë, buka në gojë;
kazma në katua, trasta del për miell hua.
Kazma elde, ekmek agizda; kazma
mahzende torba borç un almaya gitmekte. - Kënga për darkë, brenga për drekë.
Akşam yemeği için şarkı, öğle yemeği için acı - Kohë është flori
Zaman altındır. - Ku ka bletë, ka dhe mjaltë.
Nerede arı var bal oradadır. - Ku ka zemër ka dhe krahë.
Nerede yürek orada kollar vardır.
(iş vardır) - Kullote dhinë të të mbushë kusinë.
Mutfağı doldurmak için keçi besleyin - Kur s'ke mbjellë, s'ke çfarë korr.
Tohum ekmezsen, ekin biçemezsin - Kur s'ke punë luaj derën.
Kapıya bakarsın işsiz kaldığında - Kush di me lavdue, din edhe me cpifë.
Övmesini bilen iftirayı da bilir. - Kush fërkon pulën, ha edhe vezën.
Tavuğu okşayan yumurtayı da yer - Kush fle ngrohtë ka edhe ftohtë.
Sıcak uyuyan üşüyebilir de. - Kush i kullot deshët, ai qeth dhe leshët.
Koyunları otlamaya bırakan yünlerini de toplar - Kush ka turp, vdes për bukë.
Utangaç olan açlıktan ölür. - Kush mori udhë, dhe do të lodhet.
Yola çıkan yorulur da. - Kush nuk di ç'është lodhja, ai nuk di
ç'është çlodhja. - Yorulmayi bilmeyen rahatlamayı bilmez.
- Kush përton vdes urije.
Tembel olan açlıktan ölür. - Kush rri nën pemë, ha edhe kokrrat.
Ağaç altında duran, meyveleri de yer. - Kush s'punon, dheut i rëndon.
Çalışmayan bastığı yere yüktür. - Kush zë brumë do të gatuajë.
Hamuru hazırlamaya başlayan pişirecektir de. - Kushtrimi del për të ligshtin, pse trimi
kujtohet vet.
Savaşmak için seslenme zayıf olan için yapılır yoksa cesur kendiliğinden savaşmaya gider. - Liria i ka rrënjët në gjak.
Özgürlüğün kökleri kandadır. - Lima dalëngadalë bëri tranë gjilpërë.
Zımpara yavaş yavaş kirişi iğneye çevirdi. - Malet tunden, po nuk bien.
Dağlar sallanır ama yıkılmaz - Mbill me një dorë, korr me të dyja.
Bir el ile tohum ek, iki el ile ekin topla. - Mbroje atdhenë si shqipja folenë.
Kartalin yuvasini koruduğu gibi vatanını koru. - Me fal gjakun është burrni.
Kanı affetmek erkekliktir. - Me lopatë ari dhe shat argjëndi tundën e
lëkundën edhe malet nga vëndi.
Altın kürekle ve gümüş tırpanla,
daglari bile yerinden oynatirsin. - Më mirë "punë e mbarë",
se "mirë se të gjej".
"Hoş buldum"dan
"Hayırlı işler" demek daha iyidir. - Më mirë te vdesësh më këmbë,
sesa të jetosh më gjunjë.
Eğik yaşamaktansa,
ayakta ölmek daha iyidir.
- Mirë se të gjej, o hija e madhe
-Mirë se vjen o dembel hamë.
-A kamë leje të rri pak?
-Po pate me hangër rri sa të duash.
Hosbuldum buyuk golge !
- Hosgeldin tembel obur. -
Biraz oturmama izin var mi ?
- Yiyecegin varsa istedigin kadar otur.
- Mos kij turp nga kush s'ka turp.
Utanmayandan utanma. - Mos prit të të kërkojë e mira, po kërkoje.
İyi şeylerin seni araması için bekleme, sen onları ara. - Mos rri si nusja në dasëm.
Düğündeki gelin gibi durma - Mos u fshi si miu prapa poçes.
Fare gibi kavanozun arkasında saklanma - Mos u fshi si miza nën bishtin e kalit.
Sinek gibi atın kuyruğunun altına saklanma - Moti ndihmon atë që punon.
Çalışana hava yardım eder - Mushka do dru, e demi kular.
Boğa bir boyunduruğa, katır bir şaplağa ihtiyaç duyar (katırı döveceksin, boğayı bağlayacaksın) - Në kurdhën e nxehtë, s'rrihet me çekan druri.
Tahta bir çekiç ile sıcak demiri dövme - Nga del fjala, del dhe shpirti.
Söz nereden çıkıyorsa gönül de oradan çıkar. - Nuk mund të dalë punë e madhe nga ai që nuk do të voglën.
Küçük işi istemeyenden büyük iş çıkmaz. - Nuk rron peshku pa uje.
Balık susuz yaşayamaz - Nuk zihet pleshti me dorashka.
Eldivenler ile pire yakalanmaz. - Njeriut iu bëj njeri, qenit bëniu qen.
Bir insana insan gibi davran, köpege köpek gibi davran. - Një ujë që nuk ecën s'pihet.
Yerde duran su içilmez. - Paraja nuk i zgjedh njerëzit.
Para insanları seçmez.(bir insan zenginse bunun sebebi kendisinin yeteneğidir parasinin değil) - Pleqëria vjen me shokë.
Yaşlılık arkadaşlar ile gelir
(Sadece sen yaşlanmazsın ) - Po kërciti dhëmbët qeni i qëndro me shkop në dorë.
Köpek dişlerini gösterirse elindeki sopayı göster - Po nise një udhë, do kaptosh dhe sheshe, dhe male, dhe gurë.
Bir yola başladın mı meydanları dağları ve taşları geçeceksin. - Po nuk e pate të ligën brënda, s'të vjen nga jashtë.
İçinde kötülük yoksa, dışarıdan sana bulaşmaz. - Po nuk qau fëmija, nuk i jep nëna sisë.
Çocuklar ağlamıyorsa, anneleri meme vermez. - Po nuk u turbullua, nuk kthjellohet.
Bulandırılmazsa aklanmaz. - Po shkove me të kërciturit gishtërinjtë sot,
mos u anko nga të kërciturit e zorrëve nesër.
Bugün parmaklarını kütletiyorsan yarın miğden ses çıkarırsa şikayet etme. - Pula që këndon në mbrëmje nuk bën vezë në mëngjes.
Akşam öten tavuk sabah yumurta yapmaz. - Puna e rinisë, jorgan i pleqërisë.
Gençlikte iş ihtiryalığın yorganıdır. - Qan ara se nuk i vjen fara.
Tohumu gelmeyen tarlalar ağlar - Ruaj dhinë të pish qumështin.
Sütünü içeceksen keçiyi koru. - S'bëhet vreshti me urata, po
me shata e lopata. - Ağaçlık dua ile değil, belliyerek
ve kürek ile yapılır. - S'gjuhet me zagar të lidhur.
Bağlı bir köpek ile avlanamazsın. - Sa më shpejt kositet livadhi; aq më
shpejt lind bari. - Ne kadar çabuk çimleri biçersen ;
çimler o kadar çabucak büyür. - Shpjere gojën te buka e jo bukën te goja.
Ağzını ekmeğe götür ekmeğini ağza değil. - Shqiponja fluturon në qiell, po folenë e
bën në tokë.
Kartal gökte uçar, fakat yerde yuva yapar.19 Ekim 2010 - Trupi shëndoshet me të punuar,
mëndja ndërtohet me të mësuar. - Çalışarak vücut, öğrenerek akıl yapılır
(iş ile sağlıklı vücut, öğrenmek ile akıl yapılır) - Ujku e ka qafën e trashë,
se ka kambët e shpejta.
Kurdun kalın boynu var çünkü ayakları hızlı - Uji fle hasmi s'fle.
Su uyur düşman uyumaz - Vure vezën more pulën.
Yumurtayi yeme tavuğu alırsın. - Akıl insanın külahında bir çividir. Yumruk yemeden içeri girmez.15 Eylül 2010
- Çabuk gelen kötü şans, geç gelen iyi şanstan daha iyidir.
- Yiğidi öldür hakkını yeme.
- Dumansız kahve imansız Türk'e benzer.
- Bir Yunanyla tokalaştıysan, Parmaklarını say.