götürmek
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Yazılışlar
[değiştir]Eylem
[değiştir]götürmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi götürür)
- taşımak, ulaştırmak veya koymak
- Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim. - A. Kutlu
- bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek
- yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek
- Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü.
- öldürmek
- Hastalık çok insan götürdü.
- dayanmak, katlanmak, tahammül etmek
- birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek
- Beni evime kadar götürdü.
- bir sonuca vardırmak
- Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır. - N. Ataç
- kaybolmasına, yok olmasına yol açmak
- Eksiler artıları götürdü.
- herhangi bir yiyeceği tek başına ve hızlı bir biçimde yemek
- tümüyle sahip olmak
- haksız kazanç sağlamak, mal veya para sahibi olmak
Deyimler
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]çeviriler
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "götürmek" maddesi