İçeriğe atla

Temsilî demokrasi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Yazdırılabilir sürüm artık desteklenmiyor ve görüntü oluşturma hataları olabilir. Lütfen tarayıcı yer işaretlerinizi güncelleyin ve bunun yerine varsayılan tarayıcı yazdırma işlevini kullanın.

Temsili demokrasi, sınırları belirli bir alan içinde bulunan bireylerin, kendi iradeleriyle seçtikleri bir temsilci veya temsil grubunun aracılığıyla siyasi fikirlerini ve görüşlerini belirtmesi durumu.[1]

Temsili demokrasi, gelişen ve hacimce artan toplulukların karmaşık bir yapıya dönüşmesi dolayısıyla bu bağlamda her bireyin doğrudan katılımıyla karar verilmesinin zor olması fikri üzerinde şekillenir. Bu her bireyin doğrudan katılımının mümkün olmaması durumu, karar verme mekanizmasında bir temsil fikrini ortaya atar.[1]

Temsilcinin veya temsil grubunun nitelikleri

Temsilci, kendisine vekalet veren bireylerin düşüncelerini ve kararlarını onların istekleri doğrultusunda belirtir.[2] Kendine ait ideolojiler yerine temsilcisi seçildiği toplumun fikirlerini sunar.[1] Ancak sorumlulukları sadece temsilciyi seçen kesim adına değil tüm millete-egemenliğin bölünemez ve bir bütün olarak değerlendirilmesi nedeniyle- aittir.[2]

Temsil kavramında vekil ve vekalet ilişkisi

Berlin'deki Reichstag, bir parlamento binası

Bahsedilen düzende millet egemenliğin gerçek sahibidir ancak artan nüfus ve kompleks hale gelen topluluk nitelikleri nedeniyle bir temsil seçilmesi beklenir. Bu temsil kamusal özellik taşıyan siyasi vekalet yardımıyla bir vekile ya da parlamentoya teslim edilir. Bu bağlamda vekaleti veren taraf millet ve vekaleti alan taraf yani vekil ise meclistir.[2]

Ancak sözü edilen vekaleti veren taraf ne de vekil grubu tek tek bireyler halinde değerlendirilmez. Millet bütün bir şekilde sahip olduğu egemenlik hakkını yine benzer şekilde bütün olarak devreder. Dolayısıyla seçmenler vekalet veren tarafın bir parçası ya da bir organı olmakla birlikte milletvekilleri de temsil kavramının ve meclisin bir organıdır.[2]

Temsili demokrasinin tarihsel süreci

Başlangıçta, tam anlamıyla olmasa da temsili demokrasinin ilk aşamaları Roma İmparatorluğu döneminde görülür. Ancak dönemin demokratik hakları sınıf ayrımına bağlı şekillenir ve elitlerin haricinde kalan halkı kapsamaz. Benzer dönemlerde,Eski Hindistan’da da  kast sistemi aracılığıyla oluşan sosyal sınıflandırmaya bağlı  temsili demokrasiye yakın yapılanmalara rastlanır.[3]

Yine tam olarak temsili demokrasi sayılmamakla birlikte İskandinav ülkelerinde veya İtalyan şehir devletlerinde seçimler ve buna bağlı meclisler yer alır.[3]

Temsili demokrasi örneği olarak görülen alan İngiltere’deki İç Savaş ve Şanlı Devrim olarak bilinir. Bu yeni düzene göre insanların hepsinin parlamento içerisinde yer alamayacağı dolayısıyla insanların birer temsili olması gerektiği açıklanır. Benzer şekilde İngiltere’de kurulan ilk modern partilerde toplumdaki sorunların yönetilmesi konusunda bir temsil fikrine ulaşılır.[4]

Asıl temsil veya meclis seçimlerinden biri, 1789 Fransız Devrimi aracılığıyla hazırlanan anayasada halkın bir parlamento seçeceği-iktidarın bir kısmı da krala aittir- ve bu seçim doğrultusunda kararlarının açıklanacağı bildirilir.[3]

İkinci Dünya Savaşı sonrası yeni düşünceler temsili demokrasi fikrinin mantıklı olduğu yönündedir. Ancak yüzyılın sonlarında bu düşünce değerini kaybeder. Bunun en büyük nedeni olarak teknolojideki gelişmeler örnek verilir. Teknolojik ilerlemeler, karmaşık toplum yapısında doğrudan demokrasiyi zorlaştıran faktörü oldukça azaltır.Öncesinde, nüfus çokluğunun herkesin bireysel katılımı için elverişli olmadığı söylenirken teknolojik gelişmeler-mesaj alma ve mesaj verme gibi-yardımıyla bu sorun aşılabilir duruma gelir.[4]

Yarı temsili demokrasi

Halkın yasama faaliyetine katılmadığı ancak temsilcileri açıkça denetleyebildikleri bir  temsili demokrasi yapısı.[2]

  1. Bu türden bir temsili demokraside ilk olarak fesih yetkisi öne çıkar. Bu yetki yardımıyla daha önceden fark edilemeyen bir siyasi sorun, erken seçim gibi uygulamaların yardımıyla halka bildirilir ve kararları alınır.[2]
  2. Yarı temsili demokraside ikinci öne çıkan durum ise temsilcilerin seçmenlerin isteğiyle görevinden alınması halidir. Asıl temsili demokraside temsilci seçildikten sonra bütün millete hitap durumunda olduğu için seçmenlerden bağımsızdır. Ancak yarı temsili demokraside temsilciden memnun kalınmayan durumlarda kullanılan bir yöntem olarak bilinir. Bunun dışında memnuniyetsizlik yaşanan diğer durumlarda meclisin dağıtılması ya da seçim istenmesi durumu oluşur.[2]
  3. Üçüncü olarak gözlemlenen durum ise dilekçe hakkı olarak bilinir. Halk isteklerini doğrudan ve yazılı olarak bildirir. Bu yöntemle belirli durumlarda gündem halk tarafından açıkça belirtilir.[2]
  4. Yarı temsili demokraside görülen diğer ve dördüncü durum ise danışma niteliğinde referandumdur. Uluslararası bir yasa hazırlanırken veya benzeri bir durum planlanırken referandum yardımıyla halka danışılır.Örneğin İngiltere ve İskandinav ülkeleri yarı temsili demokrasi kapsamında bu yöntemle ilerler.[2]
  5. Beşinci durum ise politik grevdir. Grevler aracılığıyla halk  devleti uyardığına inanılır. Ancak bu grevler çeşitli nedenlerle belirli Avrupa ülkelerinde yasa dışı sayılır ve hukuken korunmaz.[2]

Ayrıca Bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c "Doğrudan ve temsili demokrasi modelleri üzerine bir eleştiri denemesi" (PDF). 19 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 28 Haziran 2020.  - Muhafazakar.com
  2. ^ a b c d e f g h i j "Demokrasilerde hükümet sistemleri" (PDF). 26 Haziran 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2020.  - egiad.org
  3. ^ a b c "Demokrasinin tarihçesi ve demokrasi modelleri". 5 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2020.  - demokrasidebirlik.org
  4. ^ a b "populizm ve temsili demokrasi". 14 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2020.  - Birikimdergisi.com